“Eyvah, ya bunu çocuklar sınavlarda kullanılırsa?” şeklindeki bir yorumu görmemle başladı Photomath ile tanışmam. Daha önce gördüğüm uygulamalardan çok farklıydı. Matematiksel herhangi bir işlemin üzerine geldiğinizde işlemleri çözüyor ve sadece sonuçları değil işlem basamaklarını da veriyordu. Arkadaşımın da dert yandığı gibi artık öğrenciler sürekli hazıra mı alışacaklardı?
Birçok öğrencinin sevindiğini ve birçok öğretmenin ise şimdiden teknolojinin bu derece gelişmesinden dolayı da durumdan nefret ettiğini biliyorum. Evet bir bakımdan hak vermek gerekiyor, ya çocuklar bu uygulamayı kullanırlarsa matematiksel düşünme yeteneklerini nasıl geliştirecekler? İşte burada maalesef öğretmenlerin sorumluluğu çok yüksek.
Birçok öğrencinin sevindiğini ve birçok öğretmenin ise şimdiden teknolojinin bu derece gelişmesinden dolayı da durumdan nefret ettiğini biliyorum. Evet bir bakımdan hak vermek gerekiyor, ya çocuklar bu uygulamayı kullanırlarsa matematiksel düşünme yeteneklerini nasıl geliştirecekler? İşte burada maalesef öğretmenlerin sorumluluğu çok yüksek.
Ken Robinson’un “okulun yaratıcılığı öldürdüğü” ile ilgili iddiasını duymayan kalmadı. Hatta bazı ülkelerde artık ebeveynler çocuklarını okula dahi göndermeyip evde eğitim almasını sağlıyorlar, bir nevi Antik Yunan eğitim anlayışına dönmeye başladık. Bu uygulamanın Türkiye’ de yaygınlaşması için biraz zaman olsa da çok net bir durum var ki artık bizim dönemimizdeki gibi “bilgiye ulaşma” bir sorun olmaktan çıkmış durumda. O yüzden biz öğretmenlerin artık teknolojik gelişmelere bakarken çocuklardan ne öğrenebilirim ve bu öğrendiklerimizi nasıl onların öğrenme ortamını geliştirmek için kullanırım şeklinde düşünmemiz gerekiyor.
Aslında işlem yapan bir uygulamanın piyasaya çıkması bizi korkutmasın. Aksine şu anda bunu derslerde bile kullanabileceğimizi dile düşünüyorum. Sadece araçlarımız değişecek. Yani çocukların işlem yaparak geliştirebilecek becerilerini farklı uygulamalarla destekleyeceğiz.
Mesela ev ödevi konusunda öğretmenlerin çok ciddi sorunlar yaşadığını düşünüyorum. Daha doğrusu sorun yaşıyorlar fakat farkında değiller. Ödevlerin ısrarla evde tek başına yapılması gerektiğini düşünen öğretmen avcunu yalar. Artık bir öğrenci ödevini yapıp fotoğraf çekerek rahatlıkla tüm sınıfla paylaşabiliyor ve defterine geçirebiliyor böylece herkes yapmış oluyor. Ödevleri ve öğrencileri fazlasıyla yalnızlaştırıyoruz. İletişimin bu kadar önem kazandığı bir çağa öğrenci yetiştiriyorsak dijital çağın getirdiği becerilerin üzerine yoğunlaşmalıyız. Örneğin böyle bir durumun önüne geçmek için ev ödevlerini de farklılaştırabiliriz ve yaratıcı ödevler tasarlayabiliriz. Örneğin öyle ödevler verebiliriz ki çocuklar evde Skype üzerinden birbiriyle tartışarak soruları çözebilsinler.
Biz şu anda çocukları henüz var olmayan meslekler için hazırlıyoruz ve meslekler o kadar hızlı yok oluyor ve ortaya çıkıyor ki. O yüzden 21. Yüzyıl becerileri olan ortak çalışma, yaratıcılık, eleştirel düşünme, iletişim ve medya okur-yazarlığı gibi kavramlara yoğunlaşmazsak işimiz zor. Yoksa gelecekte geriye dönüp baktıklarında “Biz niye okula gittik ki? Aslında çok daha başarılı olabilirdik” diyebilecek dijital yerlilerle karşı karşıyayız.
Klasik olanı zaten herkes yapıyor? Sizce de farklı olanı yapmak denemeye değmez mi? .
Aslında işlem yapan bir uygulamanın piyasaya çıkması bizi korkutmasın. Aksine şu anda bunu derslerde bile kullanabileceğimizi dile düşünüyorum. Sadece araçlarımız değişecek. Yani çocukların işlem yaparak geliştirebilecek becerilerini farklı uygulamalarla destekleyeceğiz.
Mesela ev ödevi konusunda öğretmenlerin çok ciddi sorunlar yaşadığını düşünüyorum. Daha doğrusu sorun yaşıyorlar fakat farkında değiller. Ödevlerin ısrarla evde tek başına yapılması gerektiğini düşünen öğretmen avcunu yalar. Artık bir öğrenci ödevini yapıp fotoğraf çekerek rahatlıkla tüm sınıfla paylaşabiliyor ve defterine geçirebiliyor böylece herkes yapmış oluyor. Ödevleri ve öğrencileri fazlasıyla yalnızlaştırıyoruz. İletişimin bu kadar önem kazandığı bir çağa öğrenci yetiştiriyorsak dijital çağın getirdiği becerilerin üzerine yoğunlaşmalıyız. Örneğin böyle bir durumun önüne geçmek için ev ödevlerini de farklılaştırabiliriz ve yaratıcı ödevler tasarlayabiliriz. Örneğin öyle ödevler verebiliriz ki çocuklar evde Skype üzerinden birbiriyle tartışarak soruları çözebilsinler.
Biz şu anda çocukları henüz var olmayan meslekler için hazırlıyoruz ve meslekler o kadar hızlı yok oluyor ve ortaya çıkıyor ki. O yüzden 21. Yüzyıl becerileri olan ortak çalışma, yaratıcılık, eleştirel düşünme, iletişim ve medya okur-yazarlığı gibi kavramlara yoğunlaşmazsak işimiz zor. Yoksa gelecekte geriye dönüp baktıklarında “Biz niye okula gittik ki? Aslında çok daha başarılı olabilirdik” diyebilecek dijital yerlilerle karşı karşıyayız.
Klasik olanı zaten herkes yapıyor? Sizce de farklı olanı yapmak denemeye değmez mi? .