(Bu yazı, ETP 2015’de, “Farklılaştırılmış Ters-Yüz Sınıf Uygulamaları” başlığıyla sunduğumuz ve Hakan Umutlu ile birlikte TED Rönesans Koleji’nde uyguladığımız çalışmanın özeti niteliğindedir.)
“Bedava fındık, ye gitsin!” cümlesi size bir şey çağrıştırıyor mu? Bizim kuşak ilkokul yıllarından hatırlar. Çernobil faciası sonrası Fiskobirlik’in fındıkları ziyan olmasın diye okullara dağıtılmıştı, anlamadık, fındıkları seve seve yedik. Sorgulamadık. Bir domateste üç kilo ıspanakta bulunan demir kadar demir olmasına rağmen Temel Reis çizgi filminin sırf elindeki ıspanakları dünyanın diğer ülkelerine yedirmek için Amerika’nın uyguladığı bir pazarlama stratejisi olduğunu anlamadık, sorgulamadık, ıspanakları seve seve yedik. Ortaokulda ceket, kumaş pantolon, kravatla okula gitmeye başladık, birden büyüdüğümüzü hissettik. Bizi aynı tip insan mı yapmaya çalışıyorlardı ya da boğucu iş hayatına şimdiden hazırlamanın yolları mıydı, anlamadık, sorgulamadık, kıyafetleri seve seve giydik.
“Bedava fındık, ye gitsin!” cümlesi size bir şey çağrıştırıyor mu? Bizim kuşak ilkokul yıllarından hatırlar. Çernobil faciası sonrası Fiskobirlik’in fındıkları ziyan olmasın diye okullara dağıtılmıştı, anlamadık, fındıkları seve seve yedik. Sorgulamadık. Bir domateste üç kilo ıspanakta bulunan demir kadar demir olmasına rağmen Temel Reis çizgi filminin sırf elindeki ıspanakları dünyanın diğer ülkelerine yedirmek için Amerika’nın uyguladığı bir pazarlama stratejisi olduğunu anlamadık, sorgulamadık, ıspanakları seve seve yedik. Ortaokulda ceket, kumaş pantolon, kravatla okula gitmeye başladık, birden büyüdüğümüzü hissettik. Bizi aynı tip insan mı yapmaya çalışıyorlardı ya da boğucu iş hayatına şimdiden hazırlamanın yolları mıydı, anlamadık, sorgulamadık, kıyafetleri seve seve giydik.
Yaramazlık yaparsak “çingenelere veririm seni” diye tehdit edildiğimizde “çingeneleri” günümüz tabiriyle bir nevi “Akgezenler, orklar vs.” olarak gözümüzde canlandırdık, korktuk ve neden onlara verildiğimizi ve neden onlara normal insan gibi davranılmadığını anlamadık, sorgulamadık ve seve seve korktuk. Bursa gibi bir şehrin ortalama düzeyde bir ilçesinde çocukluk yıllarını geçirmiş biri olarak, ben, bunları yaşadım. Ama bu benim kabahatim değildi, çünkü başımızdaki birçok şeyi büyükler de anlamamış, sorgulamamış ve seve seve yapmışlardı, hatta gözümüzün önünde yapıyorlardı. Çünkü bize öğretilen şey “seve seve yapmak” ve “sorgulamamak”tı. Sanırım bilinçaltı derinde bir yerlerde savunma mekanizmasını devreye soktu ki yılların verdiği bu “intikam” duygusuyla öğretmen oldum ve artık öğrencilerime temelde sorgulamayı ve sırf başkaları istediği için değil kendi kararlarıyla bir şeyler yapmaları gerektiğini öğretiyorum.Bizden önceki kuşakla bizim aramızda dağlar kadar fark vardı. Bir kere onlar “babalarının yanında bacak bacak üstüne atamamışlardı, biz ise öyle oturuyorduk” Şimdi ne oldu? Aynı nasihat pozisyonuna biz düşmedik mi? Çocuklara “bizim zamanımızda insanlar sohbet ederlerdi, senin gibi elinde telefon vik vik vik çetleşmezlerdi” denilmiyor mu? “Aman baba! Ne geri kafalısın” dediğimiz günler geride kaldı, aynı damgayı biz yemeye başladık.
Ne oldu, ne değişti? Yaşlandık mı? Belki de. Ama şu bir gerçek ki, toplumsal koşullar değişti ve biz istemesek de değişmeye devam edecek. Bugünün eğitim anlayışı o döneme göre çok farklı. Birçok veliyle karşılaşıyorum “Hocam, bu çocuklar hiçbir şey yap(a)mıyor, benim zamanımda ben bu işlemleri ilkokul üçte yapardım.” Özel okulda çalıştığım için veli kitlesinin de en azından orta sınıf ve üstü olduğunu tahmin edersiniz. Bu öğrencilerin çoğunun annesi babası “iyi” eğitim almış kişiler. İşte böyle olunca insan sorgulamadan edemiyor. Evet, ben de bu işlemleri ilkokulda yapıyordum ama önemli bir fark vardı. Çevremde bulunan maksimum düzeydeki uyaranlar “kaflik, kemik, tunç” bilyelerimdi ya da mahallenin top kesen amcasıydı. En büyük bilgi kaynağım evde vitrinin esnekliğini zorlayan süper-mega-yedek kuponlarla aldığımız Meydan Larousse’lardı. Ayrıca öğretmen dersi anlatırdı ve kapan kapar ilerlerdi, kapamayana geçmiş olsun demek kalıyordu geriye. İşte biz bu sistemin içerisinde sivrilmiş olanlardık, ya diğerleri?
Türkiye her ne kadar değişen sistemleri “biraz” geriden takip etse de artık postmodernizmin hayatımızın her alanına etki ettiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Her ne kadar günümüzde sorgulanıyor olsa da yapılandırmacı eğitim anlayışı da bunun bir yansıması. Modern eğitim anlayışında (bugünden baktığımızda geleneksel olan) daha çok bilginin tamamen nesnel olduğuna ve bir otorite olan öğretmen vasıtasıyla onun aktarıldığına inanılırdı. Biz bu yöntemle büyüdük, sorgulamadık, seve seve bilgi edindik. Postmodern anlayışın yansıması olan ve Türkiye’de hala geçerliliğini koruyan yapılandırmacı modelde ise nesnel bir bilgiden ziyade her bireyin kendine özgü deneyimlerle bilgileri kendi içerisinde yapılandırdığı bir sistem önerilir. Öğretmenin işlevi ise bilgi aktarıcı olmaktan ziyade öğrencinin öğrenme sürecini yönetme konusunda bir yönlendirici olması üzerine kuruludur.
Durum böyle olunca biz ve eğittiğimiz öğrencilerimiz iki bambaşka sistemin ürünleriyiz. Fakat göz ardı edemeyeceğimiz bir durum var ki biz eğitim modellerimizi çağın gerektirdiği koşullara uygun olarak sürekli olarak yenileyeceğiz. Günümüz çağını da “dijital çağ” olarak diye nitelendirdiğimizde eğitim felsefemizi bu anlayışa göre şekillendirmek durumundayız. Hem her öğrencinin öğrenme sürecinin farklı olacağını göz önünde bulundurup aynı zamanda öğrenme araçlarını da dijital çağa ayak uyduracak düzeye getirmeliyiz: Farklılaştırılmış ters-yüz sınıf uygulaması da bu harmanlama üzerine kurulu.
Farklılaştırılmış Eğitim
Öncelikle kısaca farklılaştırılmış eğitimden bahsetmeden önce bu kavramı özetleyen “Hayvan Okulu” adlı videomuzu izleyelim.
Ne oldu, ne değişti? Yaşlandık mı? Belki de. Ama şu bir gerçek ki, toplumsal koşullar değişti ve biz istemesek de değişmeye devam edecek. Bugünün eğitim anlayışı o döneme göre çok farklı. Birçok veliyle karşılaşıyorum “Hocam, bu çocuklar hiçbir şey yap(a)mıyor, benim zamanımda ben bu işlemleri ilkokul üçte yapardım.” Özel okulda çalıştığım için veli kitlesinin de en azından orta sınıf ve üstü olduğunu tahmin edersiniz. Bu öğrencilerin çoğunun annesi babası “iyi” eğitim almış kişiler. İşte böyle olunca insan sorgulamadan edemiyor. Evet, ben de bu işlemleri ilkokulda yapıyordum ama önemli bir fark vardı. Çevremde bulunan maksimum düzeydeki uyaranlar “kaflik, kemik, tunç” bilyelerimdi ya da mahallenin top kesen amcasıydı. En büyük bilgi kaynağım evde vitrinin esnekliğini zorlayan süper-mega-yedek kuponlarla aldığımız Meydan Larousse’lardı. Ayrıca öğretmen dersi anlatırdı ve kapan kapar ilerlerdi, kapamayana geçmiş olsun demek kalıyordu geriye. İşte biz bu sistemin içerisinde sivrilmiş olanlardık, ya diğerleri?
Türkiye her ne kadar değişen sistemleri “biraz” geriden takip etse de artık postmodernizmin hayatımızın her alanına etki ettiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Her ne kadar günümüzde sorgulanıyor olsa da yapılandırmacı eğitim anlayışı da bunun bir yansıması. Modern eğitim anlayışında (bugünden baktığımızda geleneksel olan) daha çok bilginin tamamen nesnel olduğuna ve bir otorite olan öğretmen vasıtasıyla onun aktarıldığına inanılırdı. Biz bu yöntemle büyüdük, sorgulamadık, seve seve bilgi edindik. Postmodern anlayışın yansıması olan ve Türkiye’de hala geçerliliğini koruyan yapılandırmacı modelde ise nesnel bir bilgiden ziyade her bireyin kendine özgü deneyimlerle bilgileri kendi içerisinde yapılandırdığı bir sistem önerilir. Öğretmenin işlevi ise bilgi aktarıcı olmaktan ziyade öğrencinin öğrenme sürecini yönetme konusunda bir yönlendirici olması üzerine kuruludur.
Durum böyle olunca biz ve eğittiğimiz öğrencilerimiz iki bambaşka sistemin ürünleriyiz. Fakat göz ardı edemeyeceğimiz bir durum var ki biz eğitim modellerimizi çağın gerektirdiği koşullara uygun olarak sürekli olarak yenileyeceğiz. Günümüz çağını da “dijital çağ” olarak diye nitelendirdiğimizde eğitim felsefemizi bu anlayışa göre şekillendirmek durumundayız. Hem her öğrencinin öğrenme sürecinin farklı olacağını göz önünde bulundurup aynı zamanda öğrenme araçlarını da dijital çağa ayak uyduracak düzeye getirmeliyiz: Farklılaştırılmış ters-yüz sınıf uygulaması da bu harmanlama üzerine kurulu.
Farklılaştırılmış Eğitim
Öncelikle kısaca farklılaştırılmış eğitimden bahsetmeden önce bu kavramı özetleyen “Hayvan Okulu” adlı videomuzu izleyelim.
Videoda da izlediğiniz gibi farklılaştırılmış eğitimin her öğrenenin “farklı” olduğu ve dolayısıyla ihtiyaçlarının ve öğrenme düzeylerinin de farklı olacağı anlayışı üzerine kurulu bir model olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Öğrenciler ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirilmediklerinde tıpkı bu okuldaki gibi farklı sorunlarla karşılaşıyorlar, yetenekli oldukları alanları geliştiremedikleri gibi belli beceri gösteremedikleri alanda da gereksiz yere zorlanarak “ortalama” bir öğrenci olma yolunda ilerliyorlar. Bunun önüne geçmek için “nasıl öğrendiğimiz” konusuna biraz kafa yoralım ve işimizin hiç de kolay olmadığını göreceksiniz. Sizin için “nasıl öğrendiğimizi” sorduk ve bakalım nasıl cevaplar almışız?
Gördüğünüz gibi öğrenciden öğretmene herkesin “nasıl öğrendiği” konusunda çok farklı düşünceleri var. Hatta öğrenciler bizim düşündüğümüzden çok daha farklı cevaplar da verebiliyorlar. Hal böyle olunca öğrenmenin hangi yollarla ve nasıl gerçekleşeceği önem kazanıyor. Farklılaştırılmış eğitimde k
Ters-Yüz Sınıflar (Flipped Classroom)
ullanılan yöntemlerle ilgili birçok kaynaktan bilgi edinebilirsiniz. Bunlara ayrıntılı olarak girmeyeceğiz. Özetle; farklılaştırılmış eğitimde öğrenci ihtiyaçlarına cevap verebilmek için içeriğin, sürecin veya ürünlerin öğrencilerin hazırbulunuşluğuna, ilgi alanlarına ve öğrenme stillerine göre farklılaştırıldığını söyleyebiliriz.
Ters-Yüz Sınıflar (Flipped Classroom)
Ters-yüz sınıflar farklılaştırılmış eğitime göre çok yeni bir kavram. Son birkaç yılda ortaya çıkmış ve hala üzerine yoğun çalışmalar yürütülen yeni bir alan. Özetle; öğrencilerin bir konudaki bilgiyi farklı araçlar kullanarak bireysel çalışma ile kendi hızlarında ve gerektiğinde tekrarlar yaparak öğrenmesini hedefleyen bir yöntem olduğunu söyleyebiliriz. Bireysel çalışmalarda video, online simülasyon, kitap, makale gibi destekleyici araçlardan yararlanılır. Bu yöntemle; yüz yüze eğitim öncesinde öğrencilerin bilgi birikimlerinin aynı düzeye gelerek, sınıf içi eğitim süresinin üst düzey bilgi ve beceri seviyesine çıkaracak etkinliklerle geçirilmesi sağlanır.
Ters-yüz sınıf uygulamalarının birçok avantajından bahsedebiliriz. Farklı öğrenme sürelerinde öğrenen öğrencilere öğrenme zamanını kontrol etme fırsatı verir, bilgiye istediği zaman ulaşma olanağı sağlar vs.
Farklılaştırılmış Ters-yüz Sınıflar (Differentiated Flipped Clasroom)
Biz yaptığımız bu çalışmayla aslında bu iki modelin de harmanlanarak kullanıldığında birbirini rahatlıkla tamamlayacağını gözlemledik.
Farklılaştırılmış eğitimde gözlemlediğimiz en büyük engel ders saati sürelerinin dersleri farklılaştırmak için her zaman yeterli olamadığıydı. Her öğretmenin elini kolunu bağlayan “müfredat yetiştirme kaygısı” burada da karşımıza çıkıyordu. Bunun yanında ters-yüz sınıf uygulaması tam da bu engeli aşmaya yönelikti. Evet, öğretmene belki de biraz daha fazla yük düşüyordu fakat videolar çekip evde dersi önceden anlatınca etkili aktiviteler için derste yeterince zamanımız kalabilecekti.
Bunun yanında ters-yüz sınıf yönteminde gözlemlediğimiz en büyük engel ise hazırlanacak bir videonun hangi öğrencinin öğrenme stilini, hazırbulunuşluğunu ya da ilgi alanını baz alarak düzenleneceğiydi. Ayrıca eğitimde merak öğesini de es geçmemek gerekiyordu. Düz bir şekilde konu anlatımı öğrencinin o videoyu evde izleyip gelmesi için yeterince motive edici olmayabilirdi.
Tüm bunlardan hareketle konu öncesi öğrencilere vereceğimiz videoları farklılaştırmaya karar verdik ve tüm tasarımımızı buna göre şekillendirdik. Bunun için dört basamaklı bir stratejiden söz edebiliriz.
1. İlgi alanları, hazırbulunuşlukları veya öğrenme stillerinin belirlenmesi.
2. Farklı içerik ve materyallerin hazırlanması ve öğrenciyle paylaşılması.
3. Sınıf içi farklı aktivite ve çalışmaların yapılması.
4.Ölçme ve Değerlendirme
Öğrenme Stillerine Göre Farklılaştırılmış Videolar -1
Birinci çalışmamızı öğrencilerin öğrenme stillerinden yola çıkarak hazırladık. Rehberlik birimimizin yaptığı çalışmalarla öğrencilerimizin hangi öğrenme stillerine eğilimleri olduğunu tespit ettik. Aslında öğrenme stillerinin son dönemde yapılan birçok araştırmayla farklı türleri olduğunu biliyoruz. Her öğrencide her öğrenme stili bulunur fakat bazıları daha öndedir. Biz temel olarak öğrencilerin görsel, işitsel ya da kinestetik eğilimlerine göre videolar tasarladık.
6. Sınıf düzeyinde uyguladığımız bu örnekte konumuz kesirlerde toplama işlemiydi. Öğrencilere kesirlerde toplama işlemi yaparken neden payda eşitlendiğini ve payda eşitlenirken nasıl bir yöntem izlendiğini anlatan üç video hazırladık. Öğrencilerin çalışma kâğıtlarını “artırılmış gerçeklik” özellikli tasarladık ve öğrencilere farklı ev ödevleri verdik. Bunun yanında videoların tamamına Moodle üzerinden öğrencilere açık olarak paylaştık fakat sadece kendi öğrenme stiline göre tasarlanmış olanı yapma sorumlulukları vardı.
Kesir Modelleri (Görseller için)
Görsel öğrenme stiline sahip öğrenciler için aşağıdaki video hazırlanıp LMS üzerinde paylaşıldı. Böylece görsel öğrenme stiline yatkın öğrenciler modelleme yoluyla toplama işlemini keşfetti.
Ters-yüz sınıf uygulamalarının birçok avantajından bahsedebiliriz. Farklı öğrenme sürelerinde öğrenen öğrencilere öğrenme zamanını kontrol etme fırsatı verir, bilgiye istediği zaman ulaşma olanağı sağlar vs.
Farklılaştırılmış Ters-yüz Sınıflar (Differentiated Flipped Clasroom)
Biz yaptığımız bu çalışmayla aslında bu iki modelin de harmanlanarak kullanıldığında birbirini rahatlıkla tamamlayacağını gözlemledik.
Farklılaştırılmış eğitimde gözlemlediğimiz en büyük engel ders saati sürelerinin dersleri farklılaştırmak için her zaman yeterli olamadığıydı. Her öğretmenin elini kolunu bağlayan “müfredat yetiştirme kaygısı” burada da karşımıza çıkıyordu. Bunun yanında ters-yüz sınıf uygulaması tam da bu engeli aşmaya yönelikti. Evet, öğretmene belki de biraz daha fazla yük düşüyordu fakat videolar çekip evde dersi önceden anlatınca etkili aktiviteler için derste yeterince zamanımız kalabilecekti.
Bunun yanında ters-yüz sınıf yönteminde gözlemlediğimiz en büyük engel ise hazırlanacak bir videonun hangi öğrencinin öğrenme stilini, hazırbulunuşluğunu ya da ilgi alanını baz alarak düzenleneceğiydi. Ayrıca eğitimde merak öğesini de es geçmemek gerekiyordu. Düz bir şekilde konu anlatımı öğrencinin o videoyu evde izleyip gelmesi için yeterince motive edici olmayabilirdi.
Tüm bunlardan hareketle konu öncesi öğrencilere vereceğimiz videoları farklılaştırmaya karar verdik ve tüm tasarımımızı buna göre şekillendirdik. Bunun için dört basamaklı bir stratejiden söz edebiliriz.
1. İlgi alanları, hazırbulunuşlukları veya öğrenme stillerinin belirlenmesi.
2. Farklı içerik ve materyallerin hazırlanması ve öğrenciyle paylaşılması.
3. Sınıf içi farklı aktivite ve çalışmaların yapılması.
4.Ölçme ve Değerlendirme
Öğrenme Stillerine Göre Farklılaştırılmış Videolar -1
Birinci çalışmamızı öğrencilerin öğrenme stillerinden yola çıkarak hazırladık. Rehberlik birimimizin yaptığı çalışmalarla öğrencilerimizin hangi öğrenme stillerine eğilimleri olduğunu tespit ettik. Aslında öğrenme stillerinin son dönemde yapılan birçok araştırmayla farklı türleri olduğunu biliyoruz. Her öğrencide her öğrenme stili bulunur fakat bazıları daha öndedir. Biz temel olarak öğrencilerin görsel, işitsel ya da kinestetik eğilimlerine göre videolar tasarladık.
6. Sınıf düzeyinde uyguladığımız bu örnekte konumuz kesirlerde toplama işlemiydi. Öğrencilere kesirlerde toplama işlemi yaparken neden payda eşitlendiğini ve payda eşitlenirken nasıl bir yöntem izlendiğini anlatan üç video hazırladık. Öğrencilerin çalışma kâğıtlarını “artırılmış gerçeklik” özellikli tasarladık ve öğrencilere farklı ev ödevleri verdik. Bunun yanında videoların tamamına Moodle üzerinden öğrencilere açık olarak paylaştık fakat sadece kendi öğrenme stiline göre tasarlanmış olanı yapma sorumlulukları vardı.
Kesir Modelleri (Görseller için)
Görsel öğrenme stiline sahip öğrenciler için aşağıdaki video hazırlanıp LMS üzerinde paylaşıldı. Böylece görsel öğrenme stiline yatkın öğrenciler modelleme yoluyla toplama işlemini keşfetti.
Ormanda Demokrasi Masalı (İşitseller için)
İşitsel öğrenme stiline sahip öğrenciler ise ormanda geçen bir masal dinlediler. Bu masal kendi yazdığım bir masaldı ve bir yandan “demokrasi” ve “adalet” gibi kavramları içermesi açısından da olumlu bir örnek oldu. Bu videoyu izleyen, daha doğrusu dinleyen öğrenciler bu yolla kesirlerde toplama işleminin mantığını öğrendiler.
İşitsel öğrenme stiline sahip öğrenciler ise ormanda geçen bir masal dinlediler. Bu masal kendi yazdığım bir masaldı ve bir yandan “demokrasi” ve “adalet” gibi kavramları içermesi açısından da olumlu bir örnek oldu. Bu videoyu izleyen, daha doğrusu dinleyen öğrenciler bu yolla kesirlerde toplama işleminin mantığını öğrendiler.
Kesir Duvarı (Kinestetikler için)
Bu video ile ilgili olan çalışma kağıdını dağıttığımız öğrencilere ekstradan kesir duvarı ile ilgili materyaller de verildi. Böylece bu öğrenciler bir yandan videoyu izleyip diğer yandan ellerindeki materyalleri kullanarak uygulama yaptılar.
Bu video ile ilgili olan çalışma kağıdını dağıttığımız öğrencilere ekstradan kesir duvarı ile ilgili materyaller de verildi. Böylece bu öğrenciler bir yandan videoyu izleyip diğer yandan ellerindeki materyalleri kullanarak uygulama yaptılar.
İlk İzlenim
Öğrencilerden aldığımız ilk dönütlere göre videolar öğrencilerin çok ilgisini çekmişti ve bazıları hepsini izlemişti. Bunun üzerine bir sonraki adıma geçildi. Öğrencilerden kesirlerde toplamanın mantığını kısaca anlatmaları istendi. Çoğu genel mantığı kavramıştı, sıra konuyu pekiştirmeye geldi.
Etkili Sınıf Aktiviteleri
Öğrenciler rastgele seçim yoluyla gruplara ayrıldılar. Bir istasyon çalışması tasarlandı. Dört farklı çalışmanın bulunduğu istasyonların öğrenme stillerine göre çeşitlenmesine özen gösterilmişti.
a) Yediklerimizi Yakalım
Bu bölüm işitsel olarak desteklenmiş bir çalışmaydı. Öğrenciler sadece var olan ses kaydını dinleyerek notlar aldılar ve çalışma kağıdında yer alan soruları bu verilere dayanarak çözdüler.
Öğrencilerden aldığımız ilk dönütlere göre videolar öğrencilerin çok ilgisini çekmişti ve bazıları hepsini izlemişti. Bunun üzerine bir sonraki adıma geçildi. Öğrencilerden kesirlerde toplamanın mantığını kısaca anlatmaları istendi. Çoğu genel mantığı kavramıştı, sıra konuyu pekiştirmeye geldi.
Etkili Sınıf Aktiviteleri
Öğrenciler rastgele seçim yoluyla gruplara ayrıldılar. Bir istasyon çalışması tasarlandı. Dört farklı çalışmanın bulunduğu istasyonların öğrenme stillerine göre çeşitlenmesine özen gösterilmişti.
a) Yediklerimizi Yakalım
Bu bölüm işitsel olarak desteklenmiş bir çalışmaydı. Öğrenciler sadece var olan ses kaydını dinleyerek notlar aldılar ve çalışma kağıdında yer alan soruları bu verilere dayanarak çözdüler.
b) Eski Mısır’da Kesirler
Bu bölüm daha çok görsel öğrenme stiline eğilim gösterenlere hitap eden bir çalışmaydı. Çalışmada Eski Mısır uygarlığında kesirlerin bazı istisnalar hariç genellikle birim kesirler şeklinde gösterildiği ve diğer tüm kesirlerin bu kesirlerin toplanmasında elde edildiği belirtiliyordu. Bu kesirler sembollerle gösteriliyordu. Öğrencilerden istenen ise toplanmış hali verilen kesirlerin hangi kesirlerin toplamından oluştuğunu bulmaktı. Bu çalışma aslında toplamadan daha üst düzey bir hedefi – toplamı verilen bir kesrin hangi kesirlerden oluştuğunu bulma- içeriyordu.
Bu bölüm daha çok görsel öğrenme stiline eğilim gösterenlere hitap eden bir çalışmaydı. Çalışmada Eski Mısır uygarlığında kesirlerin bazı istisnalar hariç genellikle birim kesirler şeklinde gösterildiği ve diğer tüm kesirlerin bu kesirlerin toplanmasında elde edildiği belirtiliyordu. Bu kesirler sembollerle gösteriliyordu. Öğrencilerden istenen ise toplanmış hali verilen kesirlerin hangi kesirlerin toplamından oluştuğunu bulmaktı. Bu çalışma aslında toplamadan daha üst düzey bir hedefi – toplamı verilen bir kesrin hangi kesirlerden oluştuğunu bulma- içeriyordu.
c) Basit Basketbol
Bu çalışma daha çok kinestetik eğilimi olanlara hitap ediyordu. Bu bölümde sırası gelen öğrenciler farklı sayılarda basketbol atışı yaptılar (6, 10, 12 vs.) ve atışlarda kimin daha başarılı olduğunu hesapladılar. Özellikle kesirlerde toplama işleminin temelinde yer alan payda eşitlemeyi ve kesirlerde sıralamayı pekiştirmek için önemli bir aktiviteydi.
Bu çalışma daha çok kinestetik eğilimi olanlara hitap ediyordu. Bu bölümde sırası gelen öğrenciler farklı sayılarda basketbol atışı yaptılar (6, 10, 12 vs.) ve atışlarda kimin daha başarılı olduğunu hesapladılar. Özellikle kesirlerde toplama işleminin temelinde yer alan payda eşitlemeyi ve kesirlerde sıralamayı pekiştirmek için önemli bir aktiviteydi.
d) Para Fırlatma
Bu çalışma ise hem görsel hem de kinestetiklere uygundu. Büyük bir kâğıt üzerinde kesir alanları bulunuyordu. Sırası gelen öğrenci parayı kâğıdın üzerine fırlattı ve hangi kesre denk geldiyse o kesri bir önceki arkadaşının kesriyle topladı. Bireysel yarışma şeklinde ilerleyen etkinlikte en çok puanı yani kesir olarak en yüksek değeri toplayan kişi oyunu kazandı.
Bu çalışma ise hem görsel hem de kinestetiklere uygundu. Büyük bir kâğıt üzerinde kesir alanları bulunuyordu. Sırası gelen öğrenci parayı kâğıdın üzerine fırlattı ve hangi kesre denk geldiyse o kesri bir önceki arkadaşının kesriyle topladı. Bireysel yarışma şeklinde ilerleyen etkinlikte en çok puanı yani kesir olarak en yüksek değeri toplayan kişi oyunu kazandı.
Sonuç: Etkinlikler tamamlandıktan sonra öğrencilerden etkinlikler hakkındaki fikirlerini sordum. Videoların çok ilgi çekici olduğunu ve konuyu rahatlıkla kavrayabildiklerini söylediler. Etkinliklerde ise çok eğlendiklerini ve bazılarında ise zorlandıklarını belirttiler.
İlgi Alanlarına Göre Farklılaştırılmış Videolar
Bu çalışmanın sadece öğrenme stillerine göre değil ilgi alanlarına göre de yapılabileceği üzerine çalışmalarımızı devam ettirmekte kararlıydık. Tam planlama yaparken araya kar tatili girdi. Durum böyle olunca biz de fırsattan istifade moodle içerisinde bir forum hazırladık ve öğrencilerden kar tatilinde en çok yapmayı sevdikleri şeyleri yazmalarını istedik. Bunlar arasında en çok belirtilen üç taneyi seçtik. Bunlar “kestane yemek”, “film izlemek” ve “kartopu oynamak”tı. Bu sefer konumuz kesir problemleriydi. Kesir problemlerin bu temalar çerçevesinde farklı şekillerde anlattığımız videolar hazırladık.
Bu çalışmanın sadece öğrenme stillerine göre değil ilgi alanlarına göre de yapılabileceği üzerine çalışmalarımızı devam ettirmekte kararlıydık. Tam planlama yaparken araya kar tatili girdi. Durum böyle olunca biz de fırsattan istifade moodle içerisinde bir forum hazırladık ve öğrencilerden kar tatilinde en çok yapmayı sevdikleri şeyleri yazmalarını istedik. Bunlar arasında en çok belirtilen üç taneyi seçtik. Bunlar “kestane yemek”, “film izlemek” ve “kartopu oynamak”tı. Bu sefer konumuz kesir problemleriydi. Kesir problemlerin bu temalar çerçevesinde farklı şekillerde anlattığımız videolar hazırladık.
Tatil bitip okula döndüklerinde ölçme değerlendirme aracı olarak EdPuzzle kullanarak hazırladığımı video quizle öğrencilerin konuyu ne ölçüde kavradıkları üzerine veriler elde ettik. Bu doğrultuda bundan sonraki kesir problemleri aktivitelerini quizde tespit ettiğimiz eksikler doğrultusunda hazırladık.
Sonuç: Bu çalışmada da çekilen videolar öğrenciler için çok ilgi çekici gelmişti ve tüm videoları izlediklerini ve böylece konuyu daha iyi kavradıklarını belirttiler. Edpuzzle’dan aldığımız veriler de benzer sonuçları gösteriyordu.
Öğrenme Stillerine Göre Farklılaştırılmış Videolar-2
Bu son çalışmadaki videolar da ilk çalışmaya benzer şekilde öğrenme stillerine göre tasarlandılar. Fakat bu çalışmanın bir öncekinden daha farklı olacağını öngördük. Çünkü önceki konuda öğrenciler önceki senelerdeki kesir deneyimlerinden faydalanmışlardı. Bu sefer ise tamamen yeni öğrendikleri bir konu üzerinde çalışacaktık ve sadece tek bir video izleyerek soruları çözüp çözemeyeceklerini tespit edecektik. Konumuz “tam sayılarda toplama”ydı. Öğrenciler tam sayılarda sıralama ve sayı doğrusunda göstermeyi görmüşlerdi fakat toplamanın nasıl yapılabileceği hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Önce, bazı temel toplama sorularının olduğu bir quiz yaptık ve öğrencilere bu konuyu işlememiş olsalar da sorulara bakarak toplama işleminin nasıl yapılabileceği üzerine mantık yürütmelerini istedik. Öğrencilerin doğal olarak soruların çoğunu yanlış cevaplandırdığını gördük.
Tam sayılarda toplama ile ilgili üç farklı öğrenme stiline hitap eden üç farklı yöntemle konuyu videolar vasıtasıyla anlattık ve öğrenciler evlerinde bu videoları izlediler .
a) Asansör Yöntemi
Bu video daha çok işitsell ere yöneli kti ve öğrencilerin videodaki soruları dinleyerek soruyu kafalarında canlandırmalarını istedik.
Öğrenme Stillerine Göre Farklılaştırılmış Videolar-2
Bu son çalışmadaki videolar da ilk çalışmaya benzer şekilde öğrenme stillerine göre tasarlandılar. Fakat bu çalışmanın bir öncekinden daha farklı olacağını öngördük. Çünkü önceki konuda öğrenciler önceki senelerdeki kesir deneyimlerinden faydalanmışlardı. Bu sefer ise tamamen yeni öğrendikleri bir konu üzerinde çalışacaktık ve sadece tek bir video izleyerek soruları çözüp çözemeyeceklerini tespit edecektik. Konumuz “tam sayılarda toplama”ydı. Öğrenciler tam sayılarda sıralama ve sayı doğrusunda göstermeyi görmüşlerdi fakat toplamanın nasıl yapılabileceği hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Önce, bazı temel toplama sorularının olduğu bir quiz yaptık ve öğrencilere bu konuyu işlememiş olsalar da sorulara bakarak toplama işleminin nasıl yapılabileceği üzerine mantık yürütmelerini istedik. Öğrencilerin doğal olarak soruların çoğunu yanlış cevaplandırdığını gördük.
Tam sayılarda toplama ile ilgili üç farklı öğrenme stiline hitap eden üç farklı yöntemle konuyu videolar vasıtasıyla anlattık ve öğrenciler evlerinde bu videoları izlediler .
a) Asansör Yöntemi
Bu video daha çok işitsell ere yöneli kti ve öğrencilerin videodaki soruları dinleyerek soruyu kafalarında canlandırmalarını istedik.
b) Sayı Doğrusu Yöntemi
Bu video görsellere yönelikti. Videoda sayı doğrusu kullanılarak toplama işleminin nasıl yapılacağı anlatılıyordu.
Bu video görsellere yönelikti. Videoda sayı doğrusu kullanılarak toplama işleminin nasıl yapılacağı anlatılıyordu.
c) Pul Yöntemi
Bu yöntem ise kinestetiklere yönelikti. Bu öğrencilere sayı pulları da verilmiş ve soruları pullarla, kâğıt üzerine yapıştırarak yapmaları istenmişti.
Bu yöntem ise kinestetiklere yönelikti. Bu öğrencilere sayı pulları da verilmiş ve soruları pullarla, kâğıt üzerine yapıştırarak yapmaları istenmişti.
Sonuç: Okula geldiklerinde onlara bir önceki gün yapılan quize çok benzer soruların olduğu bir quiz daha uyguladık. Önceki quize göre çok ciddi farklar olmuştu. Videoları izlemeyen öğrencilerde ise herhangi bir değişim olmadığı rahatlıkla gözleniyordu. Birçok öğrenci sadece bir tek video izleyerek ve oradaki soruları çözerek tam sayılarda toplama işlemini kavramıştı. Hatta bu çalışmanın sonunda bir adım daha attık. Etkili aktivite kısmında öğrenciler gruplara ayrıldılar ve bu sefer tam sayılarda çıkarma işleminin nasıl yapılabileceği üzerine fikir yürüttüler. Bunun sonunda bizim videolardaki yöntemleri kullanarak kendi videolarını çektiler. Böylece yaptıkları çalışmanın sonunda ürünlerini de farklılaştırmış oldular. Belki de başka öğrenciler için bir ters-yüz materyal üretme şansı da yakaladılar.
Çalışmanın Değerlendirilmesi
Yaptığımız çalışma birbirini besleyen iki yöntemin harmanlanması üzerine kuruluydu. Bu harmanlama yöntemini ilk uygulayanlar olarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Ayrıca öğrencilerin hazırbulunuşlukları üzerine de farklılaştırılmış videolar planlıyoruz. Bu çalışmanın hem etkili bir yöntem olduğu, hem öğrencilerin ilgilerini çektiği hem de size vakit kazandırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yaratıcılığınızı kullanarak etkili videolar ya da farklı araçlar tasarlayabilirsiniz.
Son-Söz
Öğrencilerin bu yönteme alıştıktan sonra sizden beklentileri de artabiliyor. Videoyu araç olarak etkin bir şekilde kullanabilir ve onları farklı şekillerde şaşırtabilirsiniz. İşte bu amaçla çektiğimiz iki videoyu sizinle paylaşıyorum. Yaratıcılığınız ve mizah anlayışınızı yüksek tutun, onların ilgisi üzerinizde olacak ve öğrenme rahatlıkla gerçekleşecektir.
Öğretmenliğin Şizofrenisi
Yaptığımız çalışma birbirini besleyen iki yöntemin harmanlanması üzerine kuruluydu. Bu harmanlama yöntemini ilk uygulayanlar olarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Ayrıca öğrencilerin hazırbulunuşlukları üzerine de farklılaştırılmış videolar planlıyoruz. Bu çalışmanın hem etkili bir yöntem olduğu, hem öğrencilerin ilgilerini çektiği hem de size vakit kazandırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yaratıcılığınızı kullanarak etkili videolar ya da farklı araçlar tasarlayabilirsiniz.
Son-Söz
Öğrencilerin bu yönteme alıştıktan sonra sizden beklentileri de artabiliyor. Videoyu araç olarak etkin bir şekilde kullanabilir ve onları farklı şekillerde şaşırtabilirsiniz. İşte bu amaçla çektiğimiz iki videoyu sizinle paylaşıyorum. Yaratıcılığınız ve mizah anlayışınızı yüksek tutun, onların ilgisi üzerinizde olacak ve öğrenme rahatlıkla gerçekleşecektir.
Öğretmenliğin Şizofrenisi
Günlük Hayatta Ondalık Gösterim