Hepimiz her an nöronlarımızın müthiş etkileşimiyle yaşam boyu süren bir öğrenme deneyiminden geçiyoruz. Beynimiz öğrenmeye ve yorumlamaya programlanmış durumda. Hayatlarımız, bakış açımız, amaçlarımız bambaşka. Herkesin kendisi için çizdiği yaşam felsefesi ya da amacı doğrultusunda “öğrenme” bizler için başlıca bir araç halinde.
Peki yıllarca eğitim, öğretim ve öğrenme kavramları ustaların, öğretmenlerin, kitapların tekelindeyken ne oldu da bu kavramlar yakın zamanda bambaşka bir hal aldı? Klasik okul anlayışını sorgular hale geldik. Üniversiteler bile artık birer etiketten ibaret hale gelmeye başladı. Dijital becerilerin önemi üzerine yoğunlaşıyoruz. Yakın dönemin en büyük devrimi internet dünyayı hiç olmadığı kadar bambaşka bir yöne çevirdi. İşte bu devrim tamamen öğrenme tekelinin el değiştirmesi üzerinde muazzam bir rol oynadı. İstediğimiz bilgiye ulaşmadaki hızımız büyük ölçüde artış gösterdi ve üstelik neredeyse masrafsız hale geldi. Bilgiye ulaşım her ne kadar bilginin güvenilirliği konusunda bir şaibe yaratsa da önemli ölçüde “demokratikleşti.”
Peki yıllarca eğitim, öğretim ve öğrenme kavramları ustaların, öğretmenlerin, kitapların tekelindeyken ne oldu da bu kavramlar yakın zamanda bambaşka bir hal aldı? Klasik okul anlayışını sorgular hale geldik. Üniversiteler bile artık birer etiketten ibaret hale gelmeye başladı. Dijital becerilerin önemi üzerine yoğunlaşıyoruz. Yakın dönemin en büyük devrimi internet dünyayı hiç olmadığı kadar bambaşka bir yöne çevirdi. İşte bu devrim tamamen öğrenme tekelinin el değiştirmesi üzerinde muazzam bir rol oynadı. İstediğimiz bilgiye ulaşmadaki hızımız büyük ölçüde artış gösterdi ve üstelik neredeyse masrafsız hale geldi. Bilgiye ulaşım her ne kadar bilginin güvenilirliği konusunda bir şaibe yaratsa da önemli ölçüde “demokratikleşti.”