
Birçok kavram tartışıyoruz. Bir yandan yeni teknolojilere adapte olmaya çalışırken bir yandan da sürekli yenilenen eğitim anlayışımızı sorguluyoruz. Hepsi de önemli bir noktaya kilitlenmiş durumda. Teknolojinin “sonradan görme”leri bizler yani “dijital göçmenler” teknolojiyle doğan “dijital yerlilere” nasıl eğitim vereceğiz? İşimiz gerçekten çok zor. 21. Yüzyıl pedogojilerini, stratejilerini, becerilerini vs. tartışırken bence gözden kaçırdığımız önemli bir şey var: Tüm bu kararları onlardan bağımsız almamız. 21. Yüzyıl için meşhur 4C’ye bakacak olursak “Critical Thinking” (Eleştirel Düşünme), “Communication” (İletişim) “Collaboration” (Takımlaşma) ve “Creativity” (Yaratıcılık) öğrencilerimiz için önem verdiğimiz beceriler. Fakat biz bu becerileri onlara kazandırabilmek için önce onlarla birlikte kendimizi sorgulamayı öğrenmeli, onlarla iletişim halinde olmalı ve hatta takım olmalıyız. O zaman kendi sorunlarına kendi bakış açılarıyla çözüm bulmaları konusunda yardımcı olabiliriz. Bu kısa sohbeti de öğrencilerimin bu konu hakkındaki fikirlerini öğrenmek amacıyla gerçekleştirdim. 6. Sınıf öğrencilerimizden Busenur Simon ve Efe Atmış’la yaptığımız bu söyleşiyi aşağıda bulabilirsiniz. Ayrıca Emre Kara’ya da kayıt konusundaki desteğinden dolayı teşekkürlerimi iletiyorum.