Bir insanı tanıtmak için sıfatların yetersiz kaldığını düşündünüz mü hiç? Yakın zamanda matematik dersinde öğrencilerime Descartes’dan bahsederken hem filozof, hem matematikçi hem de bilim insanı dediğimde öğrencilerden birisi şu soruyu sormuştu: “Neden ki?” Sanayi Devrimi’nden sonra “uzmanlaşma”nın her disiplini parça parça ettiği çağları yaşayan insanlara bir insanın birçok alanda farklı ürünler verebileceği fikri garip geliyor haliyle, özellikle de yeni kuşaklara. Halbuki tam da entelektüel bir bakış edinmeleri gereken bir dönemde yaşarken.
Sizlere Descartes’dan çok daha yakın bir dönemde yaşamış önemli bir entelektüelden bahsetmek istiyorum: Bertrand Russell. Yeni kuşaklara kendisini tanıtmak boynumuzun borcu. Peki kimdir Russell? BGST Yayınları’ndan çıkan son kitabı (aslında kitabın orijinali 1932 basımlı) “Eğitim ve Toplum Düzeni”nin kapağına baktığınızda şöyle bir cümleyle karşılaşacaksınız: “Britanyalı felsefeci, mantıkçı, matematikçi, tarihçi, yazar, toplumsal eleştirmen ve politik aktivist.” Bir ömre çok şey sığdırmış ve dünya çapında çığır açan fikirlerin öncülüğünü yapmış bir entelektüel. Üstelik açtığı tartışmaların çoğu yıllar öncesinden günümüze kadar güncelliğini koruyor.
Sizlere Descartes’dan çok daha yakın bir dönemde yaşamış önemli bir entelektüelden bahsetmek istiyorum: Bertrand Russell. Yeni kuşaklara kendisini tanıtmak boynumuzun borcu. Peki kimdir Russell? BGST Yayınları’ndan çıkan son kitabı (aslında kitabın orijinali 1932 basımlı) “Eğitim ve Toplum Düzeni”nin kapağına baktığınızda şöyle bir cümleyle karşılaşacaksınız: “Britanyalı felsefeci, mantıkçı, matematikçi, tarihçi, yazar, toplumsal eleştirmen ve politik aktivist.” Bir ömre çok şey sığdırmış ve dünya çapında çığır açan fikirlerin öncülüğünü yapmış bir entelektüel. Üstelik açtığı tartışmaların çoğu yıllar öncesinden günümüze kadar güncelliğini koruyor.